Ayşe Sayın
CHP’nin 38. Olağan Kurultayı, “İkinci Yüzyılda Demokrasi ve Birlik Kurultayı” sloganıyla hafta sonunda Ankara Spor Salonu’nda gerçekleştirilecek. Kurultayın ilk gününde genel başkanlık, Pazar günü ise 60 üyeli Parti Meclisi (PM) ve 15 üyeli Yüksek Disiplin Kurulu üyeliği için seçim yapılacak.
Partililerin “travma” olarak nitelendirdiği Mayıs seçimlerindeki yenilgisi sonrası yapılacak Kurultay’da, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı şimdiye kadar dört isim genel başkan adaylığını açıkladı. Yarışın “değişimcilerin” adayı Grup Başkanı Özgür Özel ile Kılıçdaroğlu arasında geçmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Ancak geçmişteki, sonucu tahmin edilebilir kurultayların aksine, genel başkanlık yarışına ilişkin bu kez, “kritik, öngörülemez, başa baş” yorumları öne çıkıyor.
Kurultayın havası, genel başkanların açık farkla seçildiği eski CHP kurultaylarından çok, 1990’ların başında Deniz Baykal ile Erdal İnönü arasında genel başkanlık yarışlarının az farkla sonuçlandığı Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) kurultaylarına benzetiliyor.
CHP’de yaygın görüş, genel başkanlık ve Parti Meclisi (PM) yarışında, sonucu “her iki tarafa da imza desteği vererek rengini belli etmeyen” 150-200 dolayındaki delegenin belirleyeceği yönünde.
Kurultay öncesi CHP Genel Merkezi ve Özel’in ofisi oldukça hareketli.
CHP Genel Merkez yöneticilerinin odaları, delegeler, belediye başkanlığına adayı olmak isteyenlerin akınına uğruyor.
Genel Merkez koridorlarında, kurultay sonuçlarına ilişkin çok farklı yorumlar, tahminleri duymak mümkün.
Genel başkan adayları
CHP Genel Başkanlığı için beş kişi aday.
Bu isimlerden ilki yeniden resmen aday gösterilecek olan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu.
Partide seçim sonrası “değişim” taleplerini dile getirenlerin adayı olan Grup Başkanı Özgür Özel, eski PM üyesi ve akademisyen Prof. Dr. Örsan Kunter Öymen ile eski milletvekili İlhan Cihaner ve şair-yazar Ünal Karahasan da aday olacaklarını açıkladı.
Ancak CHP tüzüğü gereği, 1367 kayıtlı CHP delegesinin yüzde 5’i olan 69 delegenin imzasıyla genel başkanlığa aday gösterilmek mümkün.
Genel Başkan seçilmek için ise delege sayısının salt çoğunluğu olan en az 684 delegenin oyunu almak gerekiyor.
Moral üstünlük için imza savaşları
Kurultay öncesi Divan Başkanlığı’nı üstlenecek olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu partililerin destek verdiği Özgür Özel ile Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na destek verenler arasında ise günlerdir “imza savaşları” yaşanıyor.
Delege son kararı, sandık başında verecek olsa da önceden açıklanan imza sayısı moral üstünlük açısından önemli görülüyor.
Genel Merkez kanadı Kılıçdaroğlu’nun en az 800, değişimciler ise Özel’in en az 500-550 imzayla aday gösterileceği görüşünü savunuyor.
Ancak geçmiş CHP kurultayları, adaylık imzalarının, sandığa aynen yansımadığını da ortaya koyuyor.
Değişimciler, 2018’deki kurultayda adaylık için imzayı zor bulan Muharrem İnce’nin, imza sayısının iki katından fazla oy alması, Kılıçdaroğlu’nun da imza sayısından az oy alması buna örnek gösteriliyor.
- CHP Kurultayı öncesi genel merkezde ve değişimcilerde nasıl bir hava hakim?
‘Taraflar keskinleşti, çok farklı tablo çıkmaz’
Genel Merkez kanadında bazı parti yöneticileri 38. Olağan Kurultay’da tablonun daha farklı olduğunu düşünüyor.
BBC Türkçe’ye konuşan bir CHP yöneticisi mahalle, ilçe, il kongrelerinden itibaren, değişimciler ile Kılıçdaroğlu arasında destek verenler arasında yarış yaşandığına dikkat çekerek, “Artık taraflar tutumunu büyük ölçüde netleştirdi. O nedenle iki taraf arasında da büyük tutum değişikliği olmaz, imza sayısı ile sandıktan çıkan sonuç aşağı yukarı aynı olur” diyor.
Kılıçdaroğlu’na 95 milletvekili ve 55 il başkanı, Özel’e ise 196 İstanbul il delegesinden 185’i imza desteği açıkladı.
İki taraf da Kurultay’ı kazanacakları iddiasında.
Özel’e destek verenler 100-150 oy farkla, Genel Merkez ise 150-200 oy farkla genel başkanlık seçimini kazanacaklarını söylüyor.
Ancak Genel Merkez’de daha temkinli olanlar da var ve az farkla da olsa Kılıçdaroğlu’nun kazanacağı, asıl çekişmenin PM seçiminde yaşanacağı tahmininde bulunuyorlar.
Son olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşen 32 il başkanı, 55 il başkanı adına Kılıçdaroğlu’na destek açıkladı.
İl başkanlarının açıklamasından kısa süre sonra da bazı il başkanları buna itiraz etti.
Değişimciler, en az 35 il başkanının değişimci olduğu, 20’ye yakın il başkanının da henüz tavrını netleştirmediği görüşünde.
İmzaların sandığa nasıl yansıyacağı konusunda farklı tahminler yapılsa da, kulislerde CHP örgütleri ve delegesinde safların keskinleştiği ve açıklanan imzaların “iyi niyet beyanından öteye gitmeyeceğini” savunanlar da var.
Bir genel merkez yöneticisi, “Böyle çok adaylı ve iddialı yarışın olduğu Kurultay’a giderken, delegenin il başkanına göre hareket etmesi beklenmez. Hem bizim hem karşı taraf açısından da böyle. Şu anda il başkanı delegesine hakim değil” görüşünü dile getiriyor.
Öymen’den tepki: İmza tekeli yaratılmaya çalışılıyor
Genel Başkan adaylığını açıklayan Örsan Kunter Öymen ise iki taraf arasındaki “imza savaşları”na tepki gösterdi.
Öymen’e göre Kurultay süreci demokratik biçimde yürümedi ve bunun sorumluları Özel, İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu.
Kılıçdaroğlu ve Özel dışındaki genel başkan adaylarına ve kendisine “medya ambargosu” uygulandığını savunan Öymen, rakiplerini “imza tekeli” yaratmaya çalışmakla suçladı ve sürecin adeta “açık oylamaya” dönüştüğünü savundu:
“Her aday adayı için 70 kadar imza yeterli olduğu halde, Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel tüzük gereği bir kişiden fazla adaya imza verilemeyeceğini bildikleri halde, yüzlerce imza toplama yarışına girerek üçüncü, dördüncü aday adaylarının aday olmasını engellemeye çalışmaktadırlar. Bu çerçevede il başkanlarına ve Kurultay delegelerine baskı uygulanmıştır. İller grup kararı almaya zorlanmıştır İmza ile ilgili karar, Kurultay delegelerinin özgür iradesine bırakılmamıştır.”
‘Sonucu rengini belli etmeyen delege belirler’
Gerek değişimciler ve gerekse genel merkez kanadı, birbirlerini “imza sayıları” açıklayarak delege üzerinde baskı kurmakla eleştiriyor.
Genel Merkez’in, yaklaşan yerel seçimlerde adaylık kozu, değişimcilerin ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) aracılığıyla, bu ilin delegeleri üzerinde baskı kurduğu iddia ediliyor.
Ancak her iki kanatta, seçim sonucunu her iki adaya da imza veren ve kararını sandıkta netleştirecek olan “rengini belli etmeyen” delegenin belirleyeceği kanaati hakim.
Taraflar, delege üzerinde baskı olmaması için kimlerden imza aldıklarını açıklamıyor.
Ancak CHP kulislerinde 150-200 dolayındaki delegenin mükerrer imza vermiş olabileceği tahmini yapılıyor.
Kılıçdaroğlu ‘Son Kurultayım’ der mi?
Hem Özel hem de Kılıçdaroğlu PM listesine son biçimini, genel başkanlık seçimi sonucunu da dikkate alarak, Cumartesi gecesi netleştirecek.
Kurultay konuşması için kurmaylarından görüş toplayan Kılıçdaroğlu’nun Türkiye ve dünyadaki gelişmeler, ekonominin yanı sıra, seçim yenilgisinin nedenlerine dair kapsamlı açıklama yapacağı belirtiliyor.
CHP kulislerinde, Kılıçdaroğlu’nun 31 Mart 2024’teki yerel seçimlerden sonra genel başkanlığı bırakacağı iddiası da konuşuluyor.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında bunun mesajını verip vermeyeceği ise net değil.
Partide bu konuda iki farklı görüş var.
Yakın kurmayları Kılıçdaroğlu’nun “Bu son Kurultayım” diyerek duygusal bir konuşma yapması halinde, “genel başkanlığı kesin kazanacağını” ifade etse de, bunun bir “zayıflık, güçsüzlük” algısı yaratacağı ve partide iç kargaşaya neden olacağı yorumu da yapılıyor.
Seçim sonrası Kılıçdaroğlu’nun “gemiyi güvenli limana yaklaştırma” hedefine işaret eden CHP kurmayları, bırakma kararını duyurmasının, Kılıçdaroğlu’nun yerel seçimlere partiyi birlik bütünlük içinde söylemiyle çelişkili olacağını vurguluyorlar.
Özgür Özel’in ise konuşmasını “değişim” üzerine kurması ve seçim yenilgisi üzerinden Genel Merkez’e yüklenmesi bekleniyor.
Özel’in konuşmasında yönetim anlayışından, seçim işbirlikleri, partinin yeni rotasına ilişkin yol haritasını açıklaması bekleniyor.
PM nasıl seçilecek?
CHP’de genel başkanlık yarışı kadar önemli yarış ise PM üyeliği için olacak.
60 üyeli PM’nin 52 üyesi çarşaf liste ile 8 üyesi Bilim Yönetim Kurul Platformu kontenjanından seçilecek.
CHP PM üyeliği için 400’ün üzerinde ismin aday olması bekleniyor. Genel başkan adayları “anahtar listeleri” için oy isteyecek.
Anahtar listenin resmi bir yanı olmasa da genel başkan adaylarının PM listesi olarak anılıyor ve delegelerden bu listedeki isimlere oy vermeleri isteniyor.
Parti yöneticileri ve kendisine destek veren il başkanlarından aldığı öneriler doğrultusunda 120 dolayındaki isim arasından anahtar listesine Cumartesi akşamı son şeklini vereceği belirtilen Kılıçdaroğlu’nun mevcut PM’nin yüzde 80’inin değiştireceği ifade ediliyor.
Bu değişimin genel başkan seçilmesi halinde belirlenecek olan Merkez Yönetim Kurulu’na da yansıyacağı belirtiliyor.
Kılıçdaroğlu’nun halen 32 olan genç ve kadın kotasını daha yüksek tutacağı belirtilirken, “çizilme” olasılığına karşı, bazı yakın kurmaylarını listeye almayabileceği de kulislerde konuşuluyor.
Özel’in listesinde yeni isimler
Özgür Özel de listesini Cumartesi akşamı netleştirecek.
Özel’in, Mayıs seçimleri öncesinde parti yönetiminde olan ancak seçimden sonra değişimciler arasında yer alan isimlere ise listesinde yer vermesi beklenmiyor.
Yaptığı açıklamalarda Özel de, kendisine destek veren bazı isimlerin listeye girme talebi olmadığına ifade etmişti.
Bu çerçevede eski Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyeleri Tekin Bingöl, Seyit Torun, Bülent Tezcan’ın da aralarında bulunduğu isimler PM listesinde yer almayacak.
Tezcan: Bizim yapacağımız, değişimi kolaylaştırmak
“Bu laf olsun diye söylenmiş bir şey değildi. Bu bir samimiyet testidir. Benim bu dönemde söylediğim hiçbir şey kendime yönelik gelecek çizme meselesi değil. O yüzden Parti Meclisi’ne aday olmayacağım.”
Siyaseti bırakmadığını belirten Tezcan, “Siyaset mutlaka bir koltuğa oturarak yapılacak şey değil. Yeni arkadaşlara yol göstereceğiz. Bizim yapacağımız şey değişimi kolaylaştırmak. Buna çaba harcıyoruz” dedi.
Sözcü TV’de katıldığı bir programda konuşan Özel, PM’de yer alacak bazı isimleri açıkladı.
Seçim öncesine kadar CHP Genel Sekreteri olarak görev yapan Selin Sayek Böke’nin PM listesinde yer alacağını belirten Özel, iktisat profesörü Yalçın Karatepe ve uluslararası ilişkiler uzmanı akademisyen İlhan Uzgel’in listesinde yer alacağını ifade etti.
Özel, Kılıçdaroğlu’nun dış politika danışmanı İstanbul Milletvekili Namık Tan’a da PM üyeliği teklif edeceğini açıkladı.
Kavga ve provokasyon olasılığına karşı önlemler
CHP’de kurultay salonunun düzenine ilişkin de önlemler alınıyor.
Gerek Genel Merkez gerekse değişimciler Kurultay’da taraflar arasında kavga ve gerilim olmaması için destekçilerini uyarırken, “gerilimi tırmandıracak” slogan atılmaması ve afişler asılmaması istendi.
Bu çerçevede, Genel Merkez destekçilerinin, Kurultay salonuna asmak istediği “Oyunu biliyoruz, Kılıçdaroğlu’nu destekliyoruz” afişinin asılması Kılıçdaroğlu’nun müdahalesiyle engellendi.
Delegelerin üzerinde baskı olmaması gerekçesiyle de kabinlere telefonla girilmesinin yasağı uygulanacak.
Kurultay’da “provokasyon” olasılığına karşı da önlemler tartışılıyor.
Bu çerçevede öncelikle delegeler, basın ve parti üyeleri salona alınacak.
Parti üyesi olmayanların ancak yanındaki üyeyle salona girmesinin sağlanmasına yönelik önlemler düşünülüyor.
Kurultay maliyeti 40-50 milyon lira
Kurultay nedeniyle, Anadolu’nun dört bir yanından çok sayıda partili Ankara’ya akın etti.
CHP Genel Merkezi delegeler için 14 dolayındaki otelde delegeler için 3 günlük yer ayırttı.
Başkentte Genel Merkez ve Kurultay salonuna yakın restoran, kafeler de ise kurultayı izlemeye gelen CHP’lilerin akınına uğramış durumda.
Bu nedenle, parti kulislerinde “CHP turizmi” esprileri de yapılıyor.
CHP’nin 100. Yılı konulu sinevizyon gösterisi ve 100. Yıl Marşı’nın çalınacağı Kurultay’ın maliyetinin ise 40-50 milyon TL olduğu belirtiliyor.